Değişen dünya koşullarına paralel olarak insanların talepleri de değişmektedir. Geçmişte genel olarak ihtiyaçlar için üretim yapılırken, gelişen teknoloji ve yaşam standartlarının yükselmesiyle birlikte kişi zevk ve isteklerinin dikkate alındığı bir üretim süreci başlamıştır. İnsanlar ekonomik düzeylerine göre kendi zevklerine uygun isteklerde bulunup, özel üretim bile yaptırabilmektedir. Aynı bu şekilde ilk insanlıktan itibaren bir ihtiyaç için icat edilen, tasarlanan ve üretilen birçok ürün şimdiki dünya pazarındaki birçok sektörün öncüsü olmuştur. Bu buluşların bir tanesi de şüphesiz tekerleğin icadıdır. Tekerleğin icadıyla birlikte ilk temelleri ortaya çıkan ve şu an birçok ülke için kemik sektör konumunda olan otomotiv sektörünün ilk adımları atılmıştır. Teknoloji ile beraber yeniliklerin takipçisi olan bir sektör olmuştur. Böylece kendisi ile birlikte etki ettiği diğer sektörlerin hem büyümesi hemde gelişmesinde büyük katkıları sağlamaktadır.
Otomotiv sektörü lokomotif sanayi olarak da adlandırılabilir. Ulaşım, turizm, akaryakıt, sigorta, yedek parça gibi birçok sektörle olan ilişkisinden dolayı bu şekilde adlandırmak yerinde olacaktır. Otomotiv sektörü katma değerli üretimi, büyük istihdam olanağı ve diğer sektörler ile olan ilişkisi gereği ülke ekonomisine fazlası ile katkıda bulunmaktadır. Teknoloji geliştikçe sektörde beraberinde gelişmekte ve yaygın etki ile farklı sektörlerdeki faaliyet alanlarına da etki etmektedir.
Türkiye’de otomotiv sektörü gerek ekonomiye olan katkısından gerekse sağladığı istihdam gücünden dolayı fazlasıyla etkilidir. Öyle ki otomotiv sektörü ülkedeki en büyük üç sektör arasında yer alır. Yıllar geçtikçe sektörde kurulan iş ortaklıkları sonrası birleşen firma sayısı arttığı için ters orantılı olarak sektördeki toplam firma sayısında bir azalma olmaktadır. Fakat şunu söyleyebiliriz ki büyük bir konfor ve kimi kişiler için vazgeçilmez bir zevk haline gelen otomobiller ve üretim sektörü her zaman bizi şaşırtacak yenilikler ile buluşturacak ve teknolojinin güzelliklerini bize en güzel şekilde sunmaya devam edecektir.
Otomotiv Sektörünün Türkiye’deki Tarihsel Değişimi
60 yıllık bir tarihe sahip olan bu sektörün Türkiye’deki serüveni şu şekildedir;
1954 yılında ilk adım çalışması olarak nitelendireceğimiz Tuzla Jeep Fabrikası‘nın kurulması ile birlikte askeri Jeep ve kamyonetlerin üretimine başlanmıştır. Sonraki yıllarda ticari kamyonların üretimi yapılmıştır.
1955 yılında Federal Türk Kamyonları A.Ş. kurularak kamyon montaj ve beraberinde imalatına başlamıştır.
1959 yılında Ford ve Koç firmalarının işbirliği ile Otasan A.Ş kurulup, ilk fabrika temelleri atılmıştır. 1960 yılında ise Otosan fabrikasında günlük 12 araç üretimi yapılmıştır.
1961 yılına gelindiğindeyse henüz üretim aşamasının daha başında olan Türkiye’de yeni bir adım atılarak yerli otomobil üretimi için harekete geçilmiş ve Eskişehir Devlet Demiryolları Fabrikası’nda eldeki mevcut şartlara göre bir tasarım yapılıp yapım aşamasına geçilmiştir. Devrim adı verilen ve kısıtlı olanaklara rağmen 135 günlük kısa bir sürede ilk araç üretimi tamlanmıştır. Fakat sadece 4 araç üretilip seri bir üretim aşamasına geçilmemiştir.
Büyük atak olarak adlandırabileceğimiz 1966 yılına gelindiğinde ise ‘Anadol’ adı verilen yerli araç için 12 yıllık bir seri üretim sürecine başlanmıştır. Anadol’un üretimi yeni bir dönem getirdi ve 1968 de Türk Otomobil Fabrikası kuruldu akabinde Murat 124 modeli araçlar üretim hattında yerini almıştır.
Önceki yıllarda aldığı başarılar ile hızlı bir şekilde gelişen sektör 1970 yılına geldiğinde Oyak Renault kurularak 70’li yıllara güzel bir giriş yapılıyor. Artık fabrikalar artmasıyla birlikte üretimde hızlanmıştı. Otomobil ürettikçe talepler arttı ve araçların üretimi için gerekli olan parçaların üretimlerinin yapıldığı sektörlerde gelişip üretimlerini arttımaktaydı. Sektör hem kendini geliştirmiş, hem de başka sektörlerin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Yan sanayi gibi yeni sektörlerinde pazara dahil olmasını sağlamıştır.
1985-1990 yıllarında firmalar farklı tasarımlara yönelip yeni modeller ile pazara bir başka hava getirmiştir.
90’lı yıllarda yabancı markalarda Türk Otomotiv Endüstirisi‘nde üretilmeye başlamıştır.
2000’li yıllara geldiğimizde küresel dünyadaki teknolojiye uyum sağlayarak otomotiv sanayideki hem modellerde hem de markalarda yenilikler ve değişimler takip edilip, uygulanmaya çalışılmıştır.
Son yıllarda artık yerli otomotiv çalışmaları birçok firma tarafından yürütülmeye çalışılmakta ve firmalar kendi bünyelerinde yaptıkları prototipleri sunmaktadır. Sadece normal bir araç üretimiyle kalmayıp elektrikli araçlarında üretimine başlanmasıyla birlikte Türkiye’de de firmalar hibrit veya elektrikli araç üretimi ile piyasada yer almaktadır. Şimdilerde ilk elektrikli ve yerli araç prototipi sergilenmektedir. İlerleyen yıllarda prototipin yerine tamamen yerli ve seri bir şekilde üretimi yapılması planlanmaktadır.
OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE ERP
Otomotiv ERP yazılımı, otomobil maliyet kontrolü için üretim sürecini iyileştirir, teslimat sürelerini iyileştirir ve müşteri talebini karşılayan yeni ürünlerin geliştirilmesini sağlar. Yazılım, envanter yönetimi, kalite kontrol, üretim planlama ve daha fazlası gibi özelliklerle ERP’nin otomotiv sektöründe kullanıldığı alanlardır.
Otomotiv üreticileri, müşteri talebini karşılamak için yeni ürünlerin araştırılması ve geliştirilmesi için ERP yazılımını kullanır. Pazar trendlerinin hızı, üretim süreçlerini sürekli olarak yeniden yapılandırmak otomotiv endüstrisinde ERP kullanmanın zorunluluğunu beraber getirmektedir.
Üretim planlaması da otomotiv ERP yazılımının önemli bir özelliğidir. Fazla üretim yapmadan üretimi sürdürmek ve teslim sürelerini azaltmak ancak doğru yazılım çözümleriyle mümkündür. Çünkü fazladan üretim yapmak ekstra maliyetlere sebep olacaktır ve şirket bu durumdan olumsuz etkilecektir. Doğru üretim planlaması ile doğru bir şekilde üretim yapmak ve teslimat sürelerini iyileştirmek ancak doğru bir ERP yazılımı ile mümkün olabilmektedir.
Otomotiv üretim endüstrisine yönelik birçok sistem, üretim operasyonlarınızı geliştirmenize yardımcı olan ve tedarik zincirinde size daha iyi görünürlük sağlayan eksiksiz kurumsal kaynak planlama (ERP) çözümleridir. ERP sistemi, üretim sürecini muhasebe ve insan kaynakları yönetimi gibi diğer iş süreçleriyle birlikte yönetmeye yardımcı olur. Pek çok otomotiv ERP yazılım çözümü, depo yönetim sistemleriyle de entegre olur.
Otomotiv ERP Yazılımı ile Üretim Planlama ve Çizelgeleme
Otomotiv ERP yazılımı, üreticilerin her iş için gereken malzemeleri, kaynakları ve işçiliği belirlemesine yardımcı olmak için gelişmiş planlama ve zamanlama yetenekleri içerir. Her üretim işi için doğru miktarda kaynak planlamak, üreticilerin genel maliyetleri azaltmalarına yardımcı olur.
Üretim planlaması, özel bir aracı devreye almak için gereken süreyi kısaltmaya da yardımcı olur. Üretim sürecini başlatabilir ve diğer özel parçaların ne zaman gelmesi planlandığını planlayabilirsiniz. Bu, tamamen durmadan veya yavaşlamadan üretim sürecine devam etmenizi sağlar.
Otomotiv ERP Yazılımıyla Yalın Üretim
Otomotiv yazılımı, birçok orijinal ekipman üreticisinin (OEM) israfı azaltmasına ve yalın üretim stratejileriyle teslim süresini iyileştirmesine yardımcı olur. İyi oluşturulmuş, iyi seçilmiş yazılım gerektiren yalın üretimin bazı yönleri şunlardır:
Tam Zamanında Üretim – Ürünler yalnızca sipariş verildiğinde üretilir. Ürün tasarlanır, ardından malzeme tedarik edilir ve üretime başlanır. Bu, otomotiv işletmelerinin boşa harcanan malzemeleri ve kullanılmayan parçalar, montajlar ve araçlar üzerindeki işçiliği azaltmasına yardımcı olur. Yazılım, sipariş işlemeyi otomatikleştirebilir ve malzeme gereksinimlerine göre satın alma siparişleri oluşturabilir.
Sürekli İyileştirme – Yalın üretim hedeflerine ulaşmak, üretim sürecinizdeki atıkları analiz etmek için sistematik bir yöntem gerektirir. Doğru yazılım, bu atık kaynaklarını nesnel olarak ölçmeyi kolaylaştıracak, böylece bunları uygun şekilde önceliklendirip ele alınabilmesini sağlamaktadır.
Malzeme İsrafını Azaltma – Doğru otomotiv ERP yazılım çözümü, üretim süreçlerinizin yan ürünlerini ve parça kırılma olaylarını takip ederek malzeme israfını azaltmanıza yardımcı olacaktır. Atık kaynağının miktarının belirlenmesi, sorunu çözmeye yönelik ilk adımdır.